Fuente de Piedra

Fatih Boran
4 min readSep 15, 2022

--

Hola !

Eylül’ün ilk haftası Dünya üzerinde en sevdiğim lokasyonlardan birisinde, Endülüs’teydim.

Kaldığımız evin üst katından gün batımı…

2017 yılında İspanya’nın neredeyse tamamını içerisine alan bir gezimiz olmuştu. Bu kez bir proje dâhilinde Endülüs’ü tekrar ziyaret etme imkânı yakaladım.

Proje; Almanya, Fransa, İspanya, Macaristan, Romanya ve Türkiye’den üçer katılımcının dahil olduğu;
- Multiculturism (Çok kültürlülük)
- Pluriculturism (Yoğun bir kültür içinde azınlık kültürü gibi)
- Cultural Shock (Kültürel Şok)
- Language Barrier (Dil Bariyeri)
konularında ortak çalışmalar yürütülmesine olanak tanıyan, AB tarafından fonlanan güzel bir projeydi.

Proje Temalarına Yönelik Çalışmadan Bir Görüntü

Farklı ülkelerden katılımcıların olması çok kültürlülük anlayışının geliştirilmesi ve dil bariyerinin aşılmasına katkı sağlıyordu. Çünkü bu katılımcılarla 7/24 bir aradaydık. Çok etkileşimli bir uygulamaydı.

Endülüs’ün küçük bir kasabasında, Fuente de Piedra’da ikamet etmemiz ise Pluriculturism (Türkçe karşılığı Multiculturism ile aynı olduğundan yazamadım. Multi ve Pluri arasındaki farkı detaylı incelemenizi öneririm) ve kültürel şoku yaşayarak öğrenmemize neden oluyordu.

Bir süre Fuente de Piedra’da kaldık. Yerel halk bu bölgeyi köy olarak nitelendiriyor.
Köyde;
- Süpermarket,
- Restoranlar ve kafeler,
- Düzenlenmiş bir meydan,
- Geri dönüşüm noktaları,
- Kaldırımlar, yeşil alanlar,
- Çocuk parkları,
- Spor Tesisleri gibi birçok imkân var.

Türkiye’de olsa ölü yatırım denilirdi. Böyle bir yerden imkân olmadıkça kente göç etmek istemezsiniz.

Marketler; 14:00–17:00 arasında kapalı. Öyle ki sokaklarda gündüz kimseyi göremiyorsunuz. Bunun sebebi; nüfus yoğunluğu ve siesta. Herkes siesta yapıyor. Yani gündüz uykusuna yatıyor. Siesta’nın ne kadar sürdüğünü sordum. “Normalde yarım saat uygun ama saatlerce siesta yapmak isteyebiliriz” cevabını aldım. Büyük bir villa da diğer katılımcılarla birlikte kaldık. İspanyollar bir köşe bulup gündüz uyuyorlardı. Bu durum bizim için kültür şokuydu.

Festival haftası olduğu için her akşam konser/etkinlik vardı. Meydana 21:00 gibi gidiyorduk ama konserler 23:00 civarı başlıyordu. Herkes çok rahat. Beklemeye alışmışlar. Aceleye getirdikleri hiçbir şey yok. Siesta yaptıkları için gece 3’e kadar tam enerji ile gidebiliyorlar.

Konserden bir kesit

Yoğurt yemeye bayılıyorlar. Sütlaç’ı da çok seviyorlar. Tatlı sipariş verirseniz, meyve de gelebilir.

Ben hep vejetaryen menülerden sipariş verdim. Bir öğlen patatesli bir yemek söyledim. Patatesli yumurta geldi. Çok garipsedim :) Bu arada oturur oturmaz masaya zeytin ve zeytinyağı geliyor. Muazzam lezzetli. Servisler güzel ama öğle yemeği faslı neredeyse iki saat sürüyor.

Bu bölgenin yakınında flamingoların yaşam alanı olan bir Laguna vardı. Yakınına kadar gitmenize izin vermiyorlar. Yaşam alanı korumaya alınmış. Tabi ki çok yakından görmek için zeytin ağaçlarının arasından uzun bir yürüyüş yapıp, telleri aşıp, lagunaya ulaşabildik. Sular bir hayli çekilmiş flamingolar dar bir alana sıkışıp kalmışlardı.

Flamingoları izlemek için tepe noktasına bir bina inşaa edilmiş.

Bir gün de “Escape Home” adını verdikleri bir oyuna katıldık. Şehir meydanından başlayan oyun bir noktadan diğer noktaya yönlendiriyor her bir noktada çözülmesi gereken şifreyi çözüp diğer lokasyonu öğreniyorsunuz. Noktalar birbirinden çok uzak ve her noktada ayrı bir şifreleme var. Oyun bittiğinde 10 bin adım atmışız. Maliyeti olmayan, spor ve analitik zeka odaklı güzel bir oyundu. Çocuklar, gençler, aileler bir çok katılımcıyı bir sokaktan diğerine koşarken görmek güzeldi.

Şehirler arası aktarmaları tren ve otobüslerle gerçekleştirdik. Görüş alanınızın zeytinliklerle kaplı olduğunu düşünün. Tarım Ekonomisti olunca hemen işletmeye dair bir şeyler öğrenmek istedim. Bizde ki gibi tarımsal üretimden elde edilen gelir tarım dışı yatırımlara çok yönlenmiyor. Mesela Zeytin üreticilerinin genelinin arabası eski model. Tarımsal ekipmanları ise teknolojik. Ara ara büyük devasa zeytin işleme tesislerini görebiliyorsunuz.

Geleneksel usulde sıkım yapılmış zeytinyağı

Tabi ki bu 10 günlük seyahat öyle kolayca anlatılası değil ama biraz biraz bahsetmek istedim.

Her yolculuk insana başka güzellikler katıyor. Güzel örnekleri burada uygulayabilmenin yollarını arayacağım.

Nice güzelliklere…

Gracias…

--

--